top of page

Gençler Yazıyor!.. 19 Mayıs Özel Seri

Updated: Jan 8, 2024

Soldan sağa: Doğukan Çetin, Eren Özbakış, Eslem Durmuş, Mina Akpulat, Selin Devrim, ressam Yaren Aycı



Gençler Yazıyor!.. yazı dizisi, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'na özel, farklı yaş gruplarını temsil eden 6 gönüllü Türk genci tarafından özenle hazırlanmıştır.


Gençlerimiz bize bu derlemede Türkiye'yi ve Türkiye'de genç olmayı anlatırken, aynı zamanda 'hanenin genç nüfusunun perspektifinden tüm yaşananlar nasıl hissediliyor?' sorusunun yanıtlarını yakından görme ve anlayabilme fırsatı sunuyor.


Az sonra okuyacaklarınız gerek Türkiye'de yaşayan, gerek yurtdışından ülkesini kuşbakışı seyreden; akranlarını temsile gönüllü olmuş örnek gençlerimizin filtresiz duygularını içeriyor.


Özgürce kaygılarınıendişeleriniözlemleriniisteklerini ve hüzünlerini anlattıkları her bir yazıyı dikkatle okumak ve onlara kulak vermek hepimizin borcu.


İçimizdeki umuda sıkı sıkıya sarılmış, şimdi ne olacak diye beklerken kendimizden çıkıp hepimizin ümidini taşıyan gençlerin sesine kulak verin.


Genç yazarlarımız (alfabetik sırayla) Doğukan ÇetinEren ÖzbakışEslem DurmuşMina AkpulatSelin Devrim ve ressamımız Yaren Aycı'nın özenle hazırladığı bu özel yazı dizisini kaçırmayın!


Konuk Yazar
Konuk Yazar
"Karamsarlığın ve umutsuzluğun hâkim olduğu bu günlerde, yarınlara umutla iyimser bir şekilde bakmayı seçiyorum" 

Ben Doğukan. 23 yaşındayım. Kısa bir süre önce üniversiteden mezun olmuş ve ayağının tozuyla iş dünyasına giriş yapmış bir Türk genciyim. Belirli aralıkları saymazsak hayatımın uzun bir dönemini İstanbul’da geçirdim. Çoğu zaman İstanbul’a karşı sitem edenlerden biri olsam da bu şehirden vazgeçmeyi, uzaklaşmayı başaramadım.


Karamsarlığın ve umutsuzluğun hâkim olduğu bu günlerde iyimser bir şekilde yarınlara umutla bakmayı tercih edenlerdenim. Diğer ülkelerde yaşayan genç nüfusa kıyasla yüksek farkındalık ve bilinç taşıyoruz. Bu özellikleri taşımamızın arka planında yaşadığımız tatsız tecrübelermutsuz yaşamlarmüdahale edilen hayatlarkısıtlanan özgürlükler yatıyor tabii ki ama tüm bu nedenlere rağmen hala ülkesine bağlı, sevgi duyan gençlerden biri olduğum için umutlu ve mutluyum. 

"Işığı bulmak için çabalarımıza devam ediyoruz"

Avrupa’daki ülkeler arasında en yoğun genç nüfusa sahip olan ülkemizin gençleri yani bizler karamsarlığın ve umutsuzluğun arasındaki ışığı bulmak için çabalarımıza devam ediyoruz.

Şerefine bu yazı dizisini hazırladığımız, biz gençlere atfedilen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın hikayesinden umutsuz olmama konusunda çıkaracağımız bir sürü ders var.


Umutsuz kaldığımız anlarda ilkeleriyle, öngörülü sözleriyle yolumuza ışık tutan Atatürk’e gençler olarak minnettarız.


Biz gençler; ülkemizdeki yetişkin insanlar tarafından fark edilmek, dinlenmek ve önemsenmeyi istiyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi ülkenin mevcut şartlarıyla yoğrulmuş, farkındalığı ve bilinci yüksek olan Türk gençliği hem nicelik hem de nitelik olarak diğer ülkelere kıyasla fark yaratacak bir pozisyonda.


Bu nüfusu kazanmak, verimli kullanabilmek, mutlu etmek bir hayli önem taşıyor. Biz gençlere daha sağ duyulu yaklaşılarak mevcut hayat tecrübelerini paylaşacak olan yetişkinlerimiz, bizlere eşsiz bir katkı sağlamış olacaklardır.

"Standartla yetinmeyen bir genç olduğum için gururluyum"

Yukarıda da bahsettiğim gibi en karanlık anlarda dahi ışığı bulmaktan asla vazgeçmeyen, mutlu olmak için çabalayan, haksızlıklara karşı duran, vasatla yetinmeyen bir genç olduğum için gururluyum.


Karamsarlıktan ve umutsuzluktan uzaklaştığımız; gençlerin, gençliklerinin farkında olduğu umut dolu yarınlarda görüşmek üzere...


Konuk Yazar
Konuk Yazar

"Biz ülkemizi bırakmadığımız sürece, ülkemiz de bizi bırakmaz"

Ben Eren. Daha yeni 18 yaşına girmiş bir Türk genciyim. Birçok genç arkadaşımın aksine İzmir’in sahil kesimlerinde aydın ve eğitimli bir ailede doğdum. Yaşadığım 17 sene boyunca imkanlar el verdiğince ülkemin güzelliklerini tattım. 


Ben bir İzmir aşığı olarak yurtiçinde ve yurtdışında birbirinden farklı çokça şehri gördüm ve o şehrin insanlarını tanıdım. Fakat gerek insanları gerekse tarihinden dolayı yıllardır gitmek istediğim ve bir türlü gidemediğim; ne acı ki artık gitsem dahi o tarihi ve insanları bulamayacağım Hatay, tüm bunlara rağmen ülkemde en sevdiğim şehrim. 


Doğduğum andan itibaren ülkenin sadece gerilemesine tanık oldum. Ben seneye bu zamanlarda belki de hayatımın en önemli zamanlarında, kendi ayaklarımın üzerinde durabilecek miyim bilmiyorum...

"Sınav stresiyle mücadele ederken bir yandan ülkenin geleceği için endişeleniyoruz"

Ben ve benim gibi gençlerin yaşadığı bu gelecek kaygısı bizi inanın çok yoruyor. Ben ilk defa 13 yaşımda tanıştım bu duygularla, o senelerde bir yandan ders çalışıp bir yandan siyasileri konuşmaya başlamıştık yaşıtlarımla. Başka ülkenin gençleri için zor bunları anlaması belki ama biz bir yandan sınav stresiyle mücadele ederken bir yandan ülkenin geleceği için endişeleniyorduk. 


Şimdi önümde yine bir sınav var, ama ben, sınava çalışmayı bir yana bırakın, geceleri uyuyamıyorum bile. Gerçekten çok doluyum ve üzgünüm. Ben 15 Mayıs'ta doğdum ve son doğum günümü seçim sonuçlarını büyük baskı altında takip ederek geçirdim. Aslında beni üzen şey bu değil...


Benim son bir yıl içinde anlam yüklediğim günler resmi bayramlar olmaya başladı. Çünkü onlar bugünlerde çokça andığımız atamız Mustafa Kemal Atatürk'ten bize birer armağandır. Hepsinde ayrı bir anlam, ayrı bir amaç yüklüdür. Ve beni asıl üzen bir kez daha bizim bayramımızda biz gençlerin bu bayramı yine çeşitli kaygılarla geçirecek olmasıdır. 

"Ben son yıllarda 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı gerçek doğum günüm olarak kabul ettim"

İdeal bir Türk genci olabilmek için elimden geleni yaptım, yapıyorum. Atamın izinden giderek asla ümitsizliğe kapılmadım. Ne olursa olsun, ne yaşarsak yaşayalım biz Türk gençlerinin bilmesi gereken çok önemli bir şey var. Biz ülkemizi bırakmadığımız sürece, ülkemiz de bizi bırakmaz.


 Lütfen atamızın bize emanet ettiği bu ülkeye sahip çıkabilmek için elimizden geleni yapalım ve son gününüze kadar bu ülke için mücadele edelim. Eğer bu ülke bugün dünden daha kötüyse katılsınlar veya katılmasınlar bu bizden önceki nesillerin yanlışıdır.


Yetişkinlerimiz arasında bugün bile bu yanlıştan dönmeyenler var. 

İnsanlar anlaşarak ilerler ve bu ancak nesillerin birbirini anlayıp birbirinden öğrenmesiyle olur. Maalesef hala bazı insanlar bizi küçük görüyor, kendilerine benzetmeye çalışıyor. Bizim bu durumda ayrışma noktamız, bilgiye hızlı erişmemiz ve bilgiye doymayıp hep daha fazlasını araştırmamızdır.


Biz yaşayarak değil, araştırarak öğreniyoruz. Bu yüzden bizi küçük görmesinler. 

"Bizi engellemedikleri sürece, gençler olarak bu ülkenin geleceği için her türlü mücadeleyi vermeye hazırız"

Çünkü biz Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği gençleriz. Benim bu hayattaki tek kutsalım ülkem ve onun kurucu değerleridir. Ben Türkiye’nin doğusundan batısına, her yerinde kendimi evimde hissederim.


İnanıyorum ki gençlerimizin çoğunluğu için bu böyledir. Yine de nadir de olsa bazı arkadaşlarımın vatanını sevmediği için değil, ümitsizliğe kapıldığı için ülkemizi terk etmeyi düşündüğünü görüyorum. Buradan o arkadaşlarıma seslenmek istiyorum.


Sadece Cumhuriyet değil bütün Türk tarihinde milletimiz imkansızlıklarla boğuşmuş ve bir oldukları zaman bunları aşmıştır. Lütfen bizimle beraber bu ülke için mücadele edin. Emin olun, bizler beraber olduğumuzda bu ülkede imkansız diye bir şey olamaz.


Bizim ülkemiz Atamızın zamanında yaptığı devrimler sayesinde ne kadar yıpratılmaya çalışılsa bile hala özgür ve dışa bağımlı olma zorunluluğu olmayan bir ülke olmayı başarmıştır. 

"Arkadaşlar, asla ve asla doğru bildiğiniz yolda yürümeyi bırakmayın, pes etmeyin" 

Ayrıca Türkiye sosyal ve kültürel olarak çok zengin, renkli bir ülkedir. Sadece bu güzellikleri bile insanı aşık etmeye yeter. Fakat bu muhteşem zenginlik bazen insanların anlaşamamasına yol açıyor. Burada dikkat etmemiz gereken çok önemli bir nokta var, o da saygı. 


Biz ancak tüm renkler bir arada olmayı başardığında var olabiliriz. İnsanlar bir diğerinin kültürüne ve hayatına karışmadan kendi hayatlarını yaşar hatta diğerininkini merak edip öğrenmeye çalışırsa sadece ülkemiz olarak değil dünya olarak öyle önemli bir şeyi başarmış oluruz ki, günümüz sorunlarının çoğunu geride bırakıp çağ atlarız. 


Tüm genç arkadaşlarıma son bir mesaj iletmek istiyorum. Arkadaşlar, asla ve asla doğru bildiğiniz yolda yürümeyi bırakmayın, pes etmeyin. Unutmayın, umudumuzu da alırlarsa, elimizde hiçbir şeyimiz kalmaz o yüzden ona sımsıkı sarılın!


Konuk Yazar
Konuk Yazar

"Atalarımın bu topraklar için verdiği mücadele, kapkaranlık bir odada umut ışığım olmaya yetiyor"

Ben Eslem. 21 yaşındayım. Gümbür gümbür geliyor dedikleri, Z kuşağının bir ferdiyim. Beyoğlu’nda doğdum. Söylediğimde herkesin yüzünü gülümseten ve kendi içinde bambaşka bir tarihe ev sahipliği yapan bu yerde büyüdüm ve hala da büyümeye devam ediyorum.


Her gün buranın farklı sorunlarına isyan ediyorum ama ne zaman başka yere gitsem koşarak geri gelmekten de alıkoyamıyorum kendimi. 

"Gençliğim ben daha tutamadan bir anda yok olup bitecekmiş gibi hissediyorum"

Akıp gidiyormuş gibi... İçimde bitmek bilmez bir enerji var oysaki. Bıraksalar koşarak aşacağım her yeri ama engeller o kadar artıyor ki canım ülkemde, yorgun düşüyorum. Umudumu kaybediyorum bazen, gideceğim diyorum herkese. Ne gerekiyorsa yapacağım ve gideceğim bu ülkeden.


Çok sinirleniyorum her şeye, çoğu zaman da çok duygulanıyorum akıp giden gençliğimize. Ardından geçmişi düşünüyorum, atalarımın bu topraklar için ne çaresizlikler içinde savaştığını, her şeye rağmen pes etmeden bizim için özgür bir vatan ve altında yaşayacağımız bir bayrak bıraktıklarını düşünüyorum. Bunları düşünmek, kapkaranlık bir odada umut ışığım olmaya yetiyor. 

"Ne zaman kendinizi kaybolmuş hissederseniz Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi, yolunuzu aydınlatan en parlak ışık ve umutlarınızı yeşerten en berrak su olacaktır"

Kalkıyorum yerimden, ben de savaşacağım diyorum kendime, bize armağan edilen her bayram içingençliğimiz ve geleceğimiz içinbize bırakılan her karış toprak için ve özgürlüğümüz için her zaman savaşmaya ve ruhumu ortaya koymaya devam edeceğim. Ben Türk gençliğine ve ruhuna güveniyorum.


Biliyorum yoruldunuz ve her gün başka engelleri aşmaya çalışıyorsunuz fakat ne zaman kendinizi kaybolmuş hissederseniz Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi, yolunuzu aydınlatan en parlak ışık ve umutlarınızı yeşerten en berrak su olacaktır.


Her şeye rağmen umutlarımızı kaybetmeden savaşacağımıza, ülkemiz için burada kalacağımıza ve geleceğimiz için çalışıp çabalayacağımıza canıgönülden inanıyorum. Çünkü biliyorum ki, biz istersek ve inanırsak her 19 Mayıs’ta daha coşkulu olacağız ve her gün umutla bakacağız yarınlara.

"Eminim ki bu yazıyı okuyan her genç ruh hissetti kalbimden geçenleri"

Bizi anlamayanlar da bilsin ki, sadece özgürmutlu ve huzurlu yarınları inşa etmek ve bunun için var gücümüzle çalışmak istiyoruz. Ayrımlarınumutsuzlukların ve mutsuzlukların son bulduğu ve yerini bahar ile gelen güneşin, hayallerinumutların ve masmavi gökyüzünün altında birlik olduğumuz nice 19 Mayısların almasını temenni ediyorum. 

Unutmayın ki umut dolu yarınlar sadece ‘’biz’’ olursak mümkün olacaktır. 


Nazım'ın dediği gibi: 

Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak

Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. ~ Nazım Hikmet Ran 


Konuk Yazar
Konuk Yazar

"19 Mayıs, “Ya istiklal ya ölüm” düşüncesi ile Türk Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gündür"

Ben Mina. 17 yaşındayım ve bu sene liseden mezun oluyorum. Eylül itibariyle Belçika’da KU Leuven Üniversitesi'nde, İşletme Yönetimi bölümünde okuyacağım. İstanbul doğumluyum ve galiba bu şehir en sevdiğim şehir. İstanbul dışında bir yerde yaşasaydım o da İzmir olurdu. 

Çocukluğumuzda 23 Nisan kutlamaları yaparken hep büyümeye ve 19 Mayısları kutlamaya özenirdik… 


Şimdi biz o gençleriz ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz. Her iki tarih Türkiye için çok ayrı bir önem taşıyor. 19 Mayıs evet Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlansa da esasında “Ya istiklal ya ölüm” düşüncesi ile Türk Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gündür.


Bugün Atatürk’ü anmak ve ülke olarak zorluklara karşı nasıl mücadele edildiğini tekrardan hatırlamak, saygıyla anmak için benim adıma büyük önem taşır.

"Bir Türk genci olarak ilkelerimize ve değerlerimize tamamen sahip çıkmamız gerektiğini bilerek büyüdüm"

Fakat bunu tüm Türk gençliği adına söylemiş olmak istemem.


Çünkü ben çok şanslı bir çocuktum, hayatın acı gerçekleriyle henüz tanışamadım bile denebilir. Bu fanusta yaşamayan gençlerin eğitimini feda edip erken yaşta çalışmaya başladıklarını ve eve ekmek götürebilmek için verdikleri emeği çok iyi biliyorum.

Bu nedenle artık “gençler” “genç” kalamıyor ve bir “yetişkin” olarak maddi manevi birçok konuda zorlanıyor.


Bunca zorluğa ve emeğe rağmen ben hala yetişkinlerin gençleri ciddiye aldığını düşünmüyorum. 

"Çok zor durumlardan geçsek de hala bir bütün olamıyoruz"

İster kuşak farkı olsun ister başka bir şey… Ben bir Türk genci olarak, yetişkinlerden gençlere karşı sadece empati ve anlayış bekliyorum. Çok zor durumlardan geçsek de hala bir bütün olamıyoruz. Ben Türkiye dışında başka bir yerde yaşamak istemezdim. Evet 3 sene Türkiye’de yaşamayacağım ama geri dönmek en büyük isteğim.

"Türkiye benim evim ve başka hiçbir yer bana bunu hissettiremez"

Gençler olarak şikâyet ediyoruz evet, bunun sebebi potansiyelimizi ve değerlerimizi bilmemizden kaynaklanıyor. Eminim her gencin içerisine sığmayan bir Atatürk sevgisi ve saygısı vardır, en azından böyle düşünmek bana iyi hissettiriyor.


Yurt dışına çıkan bir öğrenci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye benim evim ve başka hiçbir yer bana bunu hissettiremez. 


Türkiye’de yaşamanın en güzel yanı insanı çepeçevre sarmalayan aile, arkadaşlar… Aile daha geniş bir kavram bizde, kan bağı ile sınırlı da değil. 

"Ülkemizin tarihi oldukça ilham verici, verilmiş onca emek ve mücadeleyle gurur duymamak mümkün değil"

Yakın zamanda Zorlu PSM’de oynanan 1923 müzikaline gittim, orada farkındalığım daha da arttı. Bir yanım gidiyorum diye büyük bir suçluluk hissediyor ama bir yanım eğitimimi ön planda tuttuğum için mutlu. 


Çok ilginç bir dönemden geçiyoruz, ülke ikiye bölünmüş… Böyle bir durumda ülkenin gurur duyulabilecek bir duruma gelmesi için değişime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.


Artık ülkemizde Atatürk’ün en önemli ilkelerinden biri olan “Laiklik’e sahip çıkmaya ihtiyacımız var. Ve bilim… bu haritada ülkemizin durduğu yer beni endişelendiriyor. Kültürel ve sosyal açıdan da geri gittiğimizi düşünüyorum. 

"Ülkemize yurt dışından daha fazla sanatçının gelmesi tekrardan gençlere umut olacak diye düşünüyorum"

Annemin, babamın büyüdüğü yıllar çok daha farklı gibi hissediyorum. Türkiye’ de eskiden kültürel ve sosyal açıdan zengin birçok etkinlik yer alıyordu.


Örneğin Eurovision, globalde bakıldığı zaman büyük katılıma sahip olan ve milyonlarca seyirci tarafından izlenen müzik yarışması. 


Günümüzden bahsedersek evet yine yabancı sanatçıları ağırlıyoruz az da olsa, fakat fiyatların ve hayat pahalılığı dolayısıyla birçok genç bunu karşılayamıyor. Bu durumun gelecekte daha iyiye gitmesini çok istiyoruz.


Sözlerime son verirken şunu da söylemek isterim; Türk gençleri bu ülke için çok önemli, çünkü bizler bu ülkenin yarınından sorumluyuz ve bu sorumluluğumuzun farkındayız! 

“Ne mutlu Türküm diyene!”


Konuk Yazar
Konuk Yazar

"Dünyanın neresinde olursam olayım hep büyük bir özlemle İstanbul’a geri dönmek isteyeceğim"

Ben Selin, 19 yaşındayım. İstanbul’da doğdum, büyüdüm ve geçen seneye kadar hep bu şehirde yaşadım. Geçen sene üniversite eğitimim için Fransa’ya taşındım. Türkiye’de elimden geldiğince gezdim, dünyada 10’dan fazla ülke ve çok sayıda şehir görme fırsatım oldu.


Bu deneyimlerim sonucunda hiçbir yerin İstanbul’a benzemediğini ve benim için İstanbul’un kalbimde hep ayrı bir yerde olacağını söyleyebilirim. Dünyanın neresinde olursam olayım hep büyük bir özlemle İstanbul’a geri dönmek isteyeceğim.


Çünkü burası benim evim, yurdum ve ait olduğum yer. Yurtdışına taşınınca insan dışarıdan bir göz olarak kendi ülkesine yeni perspektiflerle bakma ve değerlendirme fırsatı buluyor. 

"Biz Türk gençlerinin dünyaya bakışı, vizyonu ve bilinci Avrupa’daki akranlarımızdan çok daha önde"

Yurtdışında yaşarken gerek okuldan arkadaşlarım, hocalarım gerek günlük hayatta karşılaştığım insanlarla ettiğim sohbetler sonucunda kesin olarak söyleyebilirim ki bizim gibi


Türk gençlerinin dünyaya bakışı, vizyonu ve bilinci Avrupa’daki yaşıtlarımızdan çok daha önde. Ülkemiz hakkında endişelenmek, hiçbir zaman önümüzü net göremememize rağmen çalışıp çabalamamız hep ülkemizi daha iyi noktalara taşımak içindir. 

"Atatürk’ün bin bir mücadeleyle kurup gençlere emanet ettiği bu vatan için umudumuzu yitirip pes etmemiz söz konusu bile değil"

Ülkemizin tarihinde hayati bir öneme sahip olan Kurtuluş Savaşımızın başlangıç noktası, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919 tarihidir. 


Atatürk’ün bu önemli günü Türk gençliğine armağan etmesi ve bugünün her yıl Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanması, onun ülkenin geleceğinde gençlere ne kadar güvendiğinin bir göstergesidir.


Atatürk’ün bin bir mücadeleyle kurup gençlere emanet ettiği bu vatan için umudumuzu yitirip pes etmemiz söz konusu bile değil. Ülkece zaman zaman zor günler yaşasak da bizler ülkemizin parlak geleceği için canla başla çalışmaya devam edeceğiz ve ülkemize layık gençler olacağız. 

"Fikrimce, hem biz gençler hem de bizden önceki kuşaklar birbirimize hoşgörüyle yaklaşarak el ele verip ülkemizi daha yaşanılası bir ülke haline getirmek için çabalamalıyız"

Ben her ne kadar şu anda yurtdışında yaşıyor olsam da bu düşüncelere gönülden bağlıyım. Yurtdışında insan ne kadar daha iyi koşullarda yaşıyor gibi görünse de kişinin kendi memleketinde, kendi insanlarıyla yaşaması gibisi yok.


Fikrimce, hem biz gençler hem de bizden önceki kuşaklar birbirimize hoşgörüyle yaklaşarak el ele verip ülkemizi daha yaşanılası bir ülke haline getirmek için çabalamalıyız ve bu Atatürk’ün de dediği gibi Türk gencinin en önemli vazifesi olmalıdır.


 "Gençler! Cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” 

-Mustafa Kemal Atatürk

 Teşekkür ederim.


Konuk Ressam
Konuk Ressam

"Köklerimin Türkiye'de olduğunu hissediyorum ve ait olduğum yerde var olmak için çabalıyorum."

Ben Yaren. 22 yaşındayım, İstanbul’da doğdum büyüdüm. Bugün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde resim bölümü öğrencisiyim. Sanatçı olma yolunda eğitim alıyor, araştırmalar yapıyorum.


Köklerimin, her karış toprağında tarihi bir hafıza barındıran Türkiye’de olduğunu hissediyorum ve Türkiye’de var olmak için çabalıyorum. 


Ülkemin tarihinisanat eseri külliyatını besleyen zengin Anadolu’nun birçok yerini gezdim ve güzelliklerine tanıklık ettim. Sanatçılar zamanın akışına şahitlik ederler. İçinde bulunulan zamanı farklı gözlerden, farklı konularla ifade eder ve hafızayı kalıcı hale getiren tarihin belgelerini estetik bir biçimde biriktirirler.


Tarihimizdeki büyük fedakarlıklar ve destanlar, günümüz Türk sanatçılarına cesur ve özgür bir üsluba sahip olabilmeleri, yeni ve uygar olanın peşine düşmeye eğilim göstermeleri bakımından ilham kaynağı olmuştur. 

"19 Mayıs, tarihi destanlarımız arasından güzide bir örnektir"

19 Mayıs, Kurtuluş Savaşı'nın başlaması üzerine Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkması bu destanların bir örneğidir. Türk sanatçıların Anadolu’ya eğitim vermeksanatı yaymak ve eser üretmek için gitmeleri de bu örneğin bir sonucudur. 

Gençler Yazıyor!..'a dair...

Ülkemde sanat adına yapılmış her eylem, bugün ressam olma yolunda bana dirayet ve umut aşılıyor. Türkiye’de yetişen gençlerin ülkeleri için düşündüklerini; umutlarınıheveslerinitahammül ettiklerini ve hayalleri uğruna yürüdükleri yolların çok çeşitliliğini özgürce ifade ettikleri bu proje kapsamında görselleri tasarladım. 


Geleceğin ışık saçan umutlu yüzlerini elimden geldiğince ifade etmeye çalışırken, kendimi de aralarına dahil etmeyi ihmal etmedim çünkü ben de kendi geleceğini bu ülkede inşa edenlerdenim


Beklentilerim öncelikle kendi vatanımdan; bu nedenle 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı; devrime adım atma, geleceğimiz için haklarımızı savunurken gözü kara ve emin davranma bakımından beni çok ilgili kılıyor. 


Uygar ve özgür bir gelecek hayal eden ve tarihin yazdıklarından ders alıp, kendi tarihlerine yazacakları konusunda bilinçli karar verecek herkesin Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.



Yazıyor...'da özel bir yazı dizisi okuduk.


Türk milletinin medarı iftiharı olan gençlerimizin kaleminden bir Türkiye portresine ve birikmiş gençlik iç görülerine sizleri de tanık ettik. 


Bilinçli ve umutlu 6 genç yazarımıza eşsiz ve paha biçilemez katkıları için Yazıyor... ekibi olarak çok teşekkür ederiz! 


Gençler Yazıyor!.. bizim için kelimelerle tarifi mümkün olmayacak kadar özel bir dizidir.

19 Mayıs Atatürk'ü anma ve Gençlik Bayramımız kutlu olsun!




Comments


bottom of page